Şifâ-i Şerîf

...bu kitap müsveddesinde Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi Ve Sellem)in bazı fazîletlerini beyâna çalışan “Hasâis” kitaplarına, özellikle deKazî İyâz el-Endulûsî Hazretleri'ne âid olanŞifâ-i Şerîf'in rivâyetlerine ?a‘n ettiğini ve kıymetli müellifini aşırı yüceltmecilik yaparak hadisler uydurmakla ithâm ettiğini görmemiz, bizleri hasta edecek ve uykularımızı kaçıracak derecede müteessir etmiştir.

Bu nedenle sermâyesiz kardeşiniz Ârifân Dergisi'nde birçok reddiyeler neşretmiş, ayrıca iki haftada bir devam edecek “Şifâ-i Şerîf” dersleri başlatmıştır ki Allâh-u Te‘âlâ'dan niyâzımız, başta pîrimiz Hacı Mahmûd Efendi Hazretleri bulunmak üzere, dersimizin müdâvimleriyle ve bütün sevdiklerimizle birlikte maddî ve mânevî şifâlara kavuşarak, bu mübârek eseri hitâma erdirmeye muvaffak kılınmamızdır.

Derslerimizin bidâyetinde dersi kitaptan tâkîb etmek isteyen ilme hevesli bazı kimseler, kitâbın Arabça metnini kitapçılarda bulamayınca bize mürâca‘at ettiler. Ayrıca kapakta zikrettiğimiz rivâyetler muvâcehesinde okuyamayanların dahi bu mübârek te'lîfi evlerinde bulundurmakla nâil olacakları bereket, koruma ve şifâya ?âlib olanlar da bu hususta ısrarcı oldular.

Bu talepler karşısında biz de kütüphânemizde bulunan Osmanlı dönemine âid hicrî 1312 senesi Ma?ba‘a-i Osmaniyye'de ?ab‘ edilmiş olan musahhah ve harekeli bir nüshayı tıpkı basım yoluyla sizlere takdîm eyledik.

Bu vesîleyle eserin müellifinin ilmî üstünlüğü ve fazîletli vasıflarından bir kısmı hakkında kısa da olsa sizlere bazı bilgiler sunmayı münâsib gördük. Bu hususta “Şihâb Şerhi” ve “Dürerü'l-Hicâl” gibi bazı eserlerden istifâde ettiysek de, en fazla istifâdemiz, ilk baskısı 2000 yılında Beyrut'taki Mektebetü'l- Gazâlî ile Şam'da bulunan Dâru'l-Feyhâ tarafından Abduh Ali tahkîkiyle neşredilmiş Şifâ-i Şerîf'in tahkîkli baskısından olmuştur.

Rabbimizden dileğimiz, Merakeş'de bulunan kabr-i şerîflerini iki kere ziyârete muvaffak kıldığı Kazî İyâzHazretleri'nin dünyada himmetlerini, âhirette de şefâatlerini bizlere ihsân eyleyip te'lîfini hakkıyla anlayıp anlatabilmemiz için bizlere ‘inâyet buyurmasıdır.

Sa‘y-ü gayret bizden, tevfîk-u ‘inâyet ise Yüce Rabbimizdendir.